sonraki »

[NESDelisi]

Merhaba arkadaşlar.

Bu yazı yazıp, yazmamakta çok tereddüt ettim ama yazmasam da içimde kalacak diye düşünerek, yazmaya karar verdim. Biliyorsun ki, birkaç gün önce, oyun geliştirmeyi bıraktığımı ve şarkı söylemeye karar verdiğimi söylemiştim. Bugün ise, oyun yapımında yaşadığım olayları anlatmaya başlayacağım.

Öncelikle şundan bahsetmek istiyorum, ben aslında gerçekten ortopedi engellisiyim. Bunu yazmamda amacım, acıtasyon yaptırmam değil. Tamamen olaylara tarafsızca bakmanı sağlaman diyebilirim, of saçmaladım. Artık olaya geçeyim, ben oyun yaparken Construct 2 kullanıyordum ve sırf oyun motoruma bile laf sokmuşlardı, örneğin "Dostum, bu program kötü" gibi demişlerdi. Bende onlara "önerin nedir?" demiştim, ilk başlarda ve sonralarında hep ağızlarına sakız gibi yapışmış olan "Unity kullan" oluyor. Benim onlara iki çift lafım var, "Unity kadar başınıza taş düşsün." oh, rahatladım.

Peki bu oyun yapımını bırakmam için sebep miydi, hayır. Seni, en iyisi 2010 - 2015'li yıllara götüreyim, o zaman her şeyi daha iyi açıklamış olurum. Ben oyun geliştiren facebook gruplarında vardım, o zamanlar çok fazla tecrübem yoktu ve oyun motorumu henüz seçmemiştim. Karşıma "tofaş drift" oyunları çıktı ve o zamanlar Unity'i sadece ad olarak biliyordum, o oyunları yapan arkadaşlar (bunlardan ölesiye nefret ediyorum) oyunlarını paylaştı, sonra o gruptan bir arkadaş herkese açık bir şekilde "Bir tutorial kullanıyorsun" demişti. O an kafamdan vurulmuşa döndüm ve o adamlar gibi oyun yapanlarla arkadaşlığımı bozdum, amacım o salaklardan kurtulmaktı ve öyle de oldu. O sürelerde Unity'e bir şans vermeyi denedim ama o arkadaşın anlattıklarından sonra, saniyesinde bilgisayarımdan sildim.

Daha sonra zaten olaylar gelişmeye başladı. O olaydan sonra adı lazım olmayan bir adamla tanıştım ve onla birlikte Game Maker Studio 1 kullanarak, Labirent Kraliçesi'ni geliştirdim. Arkadaş çizimini ve sistemini yaptı, ben oyunun sadece bölümlerini ve birkaç şeylerini yaptım, arkasından kaynak kodlarını açtım. Sonra o arkadaş benle küstü ve müzik programları yapmaya başladı. Buradaki olaylardan barışmak isteyeceğim, tek insan o arkadaştır.

Arkasından zaten uzun bir süre sonra oyun geliştiremedim, daha sonra yolum GDevelop 4 ile kesişti. Bir süre onu kullandım ve o programla tek oyun çıkardım, adıyse Mini Adventure idi. Ondaki çizimleri internetten edinmiştim ama Unity kullanan hazırcılar gibi yapmadım. Tamamen kendi emeklerimle bir oyun ortaya çıkardım. Oyunun kendisini nette bulamayabilirsin ama şunu diyebilirim ki, kullandığım süre zarfında iyi bir programdı ama GDevelop'un bir sürümünde çıktı alamaz olunca, çok moralim bozuldu ve çok fazla program aradım ama istediğim gibi program bulamayınca yolumu Construct 2'ye çevirdim.

O programla tanışıklığım aslında çok eskilere dayanır, daha sonra sitesini gezerken, karşıma Construct Classic sürümü çıktı. Onu kullanarak Twin Brothers yapmaya çalıştık ama oyun bitmeye az kala, ekipteki grafiker işi bıraktı ve gitti (sana tanıştığım ve zaman ayırdığıma inanamıyorum). Daha sonra bir hoca ile tanıştım ve bana yol gösterdi, ben onun sayesinde bu işlere tam anlamıyla girdim. O adamla çok konuşamasam bile hala arkadaşım olarak görüyorum. O sıralarda oyun motorumu sabitlemeye karar verdim ve kalıcı olarak Construct 2'ye geçtim.

Bir şirketin oyununa bölüm tasarladım ve ona Construct 2 kullandığımı söyledim. Bana bir projesi karşılığında bedava olarak lisans satın almayı teklif etti. Ben önce deneyeceğim dedim ve bir hafta süre istedim, o süre boyunca o oyunu yaptım ve ona attım. Daha sonra kişisel lisansını satın aldı ve bana devretti. Arkasından o sıralarda zaten Bomber Q oyunununu geliştiriyordum ve o oyunun ilk adı Bomb Humanity idi. Lisansıma kavuştuktan sonra, yeni arkadaşlar edindim (her ne kadar sonralardan ilişkimi bozmuş olsam bile). Daha sonra o oyun için bir grafiker buldum (bu adamı hala arıyorum) ve onla birlikte o oyunu geliştirmeye devam ettim ama o arkadaş, "benim zamanım yok" diyerek ayrıldı. Of bu kısır döngüden nefret ediyorum.

Daha sonra adı lazım olmayanlarla yolum kesişti. O dönemlerde II VS. III oyununu geliştirmeye başlamıştım ama o arkadaş kafamı çok karıştırdı, projeyi kısaca ona devrettim gibi bir şey oldu, ah aptal kafam. Bunu dememin nedeniyse, o arkadaş ile aramı bozmuş olmamdı, daha sonra o projeyi o siteden uçurdum, yani yapılmamış saydım. Arkasından çok sevdiğim bir hocam ile tanıştım Ahmet Kamil Keleş, umarım bu adamı tanıyorsunuzdur. Kendisinin bir projesinde Kahve ve Çekirdekler adlı oyunu yapıp, ona sundum ve sağ olsun, projesinde paylaştı ama Kahve ve Çekirdekler'in sonu kötü bitti o ayrı. Gerçi üstteki grafikerin yine projeyi yarım bırakıp, terk etmesi ayrı bir sorun idi. Yahu ben bu grafikerlerden çektiğim nedir?

Daha sonra yolum Anton Semchenko ile kesişti, ilk baş çok anlaşamadım ve bunun sebebi, çok saçmaladığını düşünüyordum ama ödül kazanınca öyle olmadığının farkına vardım ve özür dileyip, yeniden arkadaş oldum. Ona tüm işlerimi atmaya başladım, iyi öneriler sunuyordu. Arkasından Masao no Bouken'e geçtim ve bu oyunu hala bitiremedim, içimde kaldı ama bu oyundaki şanssızlığımı hiçbir oyun projemle değiştiremem. Gerçekten bu oyun uğursuzun tekiydi, önce eski ekibi dağıttım. Arkasından yeni ekibe başladım ve orada da aynı lanet olası sorunla karşılaştım ve bu sefer bırakmaya karar verdim ama önce ekiple paylaşmadım, oyunu bitireyim yeter dedim ama olmadı. Oyunu içi bir resim attım adı lazım olmayan adama (o konuşmalar hala duruyorsa, pes diyorum), "nesneler eşit değil, renkler olmamış, bu olmamış, şu olmamış)" gibi bir şey dedi. Bende ona "(içimden: lanet girsin sana)" dışımdan "sen yap" dedim. O da bana "saygısızlık ediyorsun" dedi, bende ona "konuşmamız bitti" dedim ve engelledim. Zaten engelledikten kısa sonra engeli kaldırdım ve o zaman gördüm. Gerçekten geliştirici olmak için, salak ve aptal olmam gerekiyormuş diye düşünmeye başladım, gerçek anlamıyla bırakmaya o zaman karar vermeye başladım. Bu gibi çok bilmişlerin davranışları gerçekten benim kalbimi kırdı ve toparlayamadım. Halen kalbim kırık ve muhtemelen toparlamam zaman alacak.

Oyun geliştirdiğimi akrabalar ve çevrem biliyordu. Onlara bunu söylediğim zaman gel Unity kullan dediler, onu diyen adamla hala konuşmuyorum ve hiçbir zamanda barışmayı düşünmüyorum. 2020 yılında bir akraba bana "çocuklar için oyun yap" dedi, ben yüzüne söylemedim ama içimden demediğimi bırakmadım. Dediğime pişman oldum, keşke projeyi sorsaydı da anlatmaya çalışsaydım ama olmadı be. Onların dedikleri beni çok yaralamadı ama kırıldığımı söyleyebilirim. O kadar zaman uğraşıyorum ve sürekli engelleri aşmaya çalışıyorum ama bir yerden sonra kısır döngüler, karşıma çıkınca ister istemez. Fazlasıyla bocalamaya başladığımı ve beni bu seferde aşırı yıpratıyordu. Oyun geliştirmeyi her ne kadar sevsem bile, sağ olsun çevremdeki aptallar yüzünden bu işten tiksinmeye kadar geldi. O yüzden gerçekten birileri yüzünden bıraktığımı sanmasınlar, gerçekten bırakma nedenim, mücadele edecek kadar ne sabrım kalmış ve ne de zamanım. Yaşım olmuş 27, bu saatten sonra beyinsizlerle uğraşamayacağım için bu kararı almıştım.

Son olarak şunları demek istiyorum, arkadaşlar iş yapacaksanız asla akrabalara ve insanlara söylemeyin. Gizlice yapıp, ortaya koyun ve zaten eleştirmeye pek şansları kalmayacaktır ve bugünlük benden bu kadar.

[onursapci]

Hangi dalda kendini mutlu hissediyorsan ona devam et bence de . Mesela düşün o kadar yeteneksizim ki teknik konularda, kendi söktüğüm cihazı tekrar toplayamıyorum hatta oyun geliştirmek dersen erken yaşta bile başlasam imkanı yok kafam basmazdı eminim. Ama iyi bir tiyatrocuydum eskiden . Hatta stund up gosterilerim bile vardi. 1 tane senaryo yazdim .Herkesin farklı becerileri olabilir . Senin de mutlaka başka becerilerin vardır inanıyorum. Umarım herşey istediğin gibi olur. Gönlüm seninle

[ibo1973]

bence mutlu olduğun işi yapmalısın çevrendekilere çok kafanı takmamalısın ve yaptığın işin en iyisi olmaya çalışmalısın gayret etmelisin.

[NESDelisi]

Hangi dalda kendini mutlu hissediyorsan ona devam et bence de . Mesela düşün o kadar yeteneksizim ki teknik konularda, kendi söktüğüm cihazı tekrar toplayamıyorum hatta oyun geliştirmek dersen erken yaşta bile başlasam imkanı yok kafam basmazdı eminim. Ama iyi bir tiyatrocuydum eskiden . Hatta stund up gosterilerim bile vardi. 1 tane senaryo yazdim .Herkesin farklı becerileri olabilir . Senin de mutlaka başka becerilerin vardır inanıyorum. Umarım herşey istediğin gibi olur. Gönlüm seninle

Aslında bende senin gibiyim, tek farkım yazıda belirttiğim engelimin olması.

[NESDelisi]

bence mutlu olduğun işi yapmalısın çevrendekilere çok kafanı takmamalısın ve yaptığın işin en iyisi olmaya çalışmalısın gayret etmelisin.

Aynen sana katılıyorum.

[Cimihendriks]

Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

[Theoden (CYON4D)]

Eleştirileri dinlemek çok güzeldir ancak yapıcı ve yıkıcı olanları ayırt etmek gerekiyor. Yıkıcı olduğunu düşündüğün yorumların moralini bozmasına izin vermemelisin.

Lafı çok uzatmadan bir konuya değinmek istiyorum.

STEAM dahil çeşitli platformlarda 10 milyonun üzerinde satan Stardew Valley diye bir oyun var. Muhtemelen duymuşsundur.
Yapımcısı Eric Barone Harverst Moon'dan esinlenerek sırf CV'sine yazabileceği bir şeyler olsun diye oyunu yapmaya karar vermiş. Başta satıp para kazanma gibi bir hayali bile yokmuş.
4 sene boyunca programlama, oyun tasarımı, grafik, ses ve müziklerini kendi yaparak ilerlemiş. Başlarda yaptıklarını beğenmedikçe elden geçirerek projeyi ilerletmiş.
Çizdiği bir karakter portresinin seneler süren evrimini aşağıdaki resimde görebilirsin (soldaki ilk, en sağ alttaki son versiyonu):



Çizdiği ilk karakter portresini beğenmeyip ben bu işi yapamıyorum diye vazgeçseydi belki de şu an milyonlarca satan oyununu asla bitirmeyecekti.
Aynı gelişmeyi oyunun müziklerinde de görmek mümkün. Son versiyondaki müzikler gerçekten çok başarılı.
Oyunun müzikleri: https://youtu.be/sfATf-aMvbA

Oyun yapımı çok kapsamlı bir girişim. Kendi tecrübelerimden gördüğüm kadarıyla serbest oyun yapımcısı olmanın en önemli kriterlerinden biri bir çok alanda yetkin bir seviyede olmak.
Programlama dışında grafik, ses ve müzik alanlarında da ufak denemeler yaparak kendini seneler içinde geliştirebilirsin. Ama bunun bir kaç ay içinde olmasını bekleme. Muhtemelen tatmin olacağın seviyelere ulaşman senelerini alacaktır ancak sonunda başarabileceğine emin olabilirsin.

Son olarak kendi projelerimi paylaştığım konunun linkini buraya bırakıyorum: https://www.commodore.gen.tr/forum/index.php?topic=17840.msg235679#msg235679
Konuda programladığım oyun prototipleri, 3D/2D grafikler, pixel art ve müzik dahil kişisel projelerimden bir kısmını paylaştım. Oradaki paylaşımlar seneler içinde kendi başıma yaptığım şeyler ile ilgili sana bir fikir verecektir. Bu alanların herhangi biriyle ilgili sormak istediğin bir şey olursa çekinmeden sorabilirsin.

Kal sağlıcakla.

[LW3D]

@NESDelisi:uzun olmasına rağmen mesajınızı okumaya çalıştım... 2 konuyu sanırım tam anlayamadım.

1- Unity'nin nesi var? Neden Unity önerenlere kızıyorsunuz? (Unity iyi olduğundan değil, sebebini anlamadım).

2- Çocuklara oyun geliştirmenin bir sakıncası mı var? Sorun nedi?
"2020 yılında bir akraba bana "çocuklar için oyun yap" dedi, ben yüzüne söylemedim ama içimden demediğimi bırakmadım."

-Theoden (Arethrid) güzel yazmış...

[NESDelisi]

Eleştirileri dinlemek çok güzeldir ancak yapıcı ve yıkıcı olanları ayırt etmek gerekiyor. Yıkıcı olduğunu düşündüğün yorumların moralini bozmasına izin vermemelisin.

Lafı çok uzatmadan bir konuya değinmek istiyorum.

STEAM dahil çeşitli platformlarda 10 milyonun üzerinde satan Stardew Valley diye bir oyun var. Muhtemelen duymuşsundur.
Yapımcısı Eric Barone Harverst Moon'dan esinlenerek sırf CV'sine yazabileceği bir şeyler olsun diye oyunu yapmaya karar vermiş. Başta satıp para kazanma gibi bir hayali bile yokmuş.
4 sene boyunca programlama, oyun tasarımı, grafik, ses ve müziklerini kendi yaparak ilerlemiş. Başlarda yaptıklarını beğenmedikçe elden geçirerek projeyi ilerletmiş.
Çizdiği bir karakter portresinin seneler süren evrimini aşağıdaki resimde görebilirsin (soldaki ilk, en sağ alttaki son versiyonu):



Çizdiği ilk karakter portresini beğenmeyip ben bu işi yapamıyorum diye vazgeçseydi belki de şu an milyonlarca satan oyununu asla bitirmeyecekti.
Aynı gelişmeyi oyunun müziklerinde de görmek mümkün. Son versiyondaki müzikler gerçekten çok başarılı.
Oyunun müzikleri: https://youtu.be/sfATf-aMvbA

Oyun yapımı çok kapsamlı bir girişim. Kendi tecrübelerimden gördüğüm kadarıyla serbest oyun yapımcısı olmanın en önemli kriterlerinden biri bir çok alanda yetkin bir seviyede olmak.
Programlama dışında grafik, ses ve müzik alanlarında da ufak denemeler yaparak kendini seneler içinde geliştirebilirsin. Ama bunun bir kaç ay içinde olmasını bekleme. Muhtemelen tatmin olacağın seviyelere ulaşman senelerini alacaktır ancak sonunda başarabileceğine emin olabilirsin.

Son olarak kendi projelerimi paylaştığım konunun linkini buraya bırakıyorum: https://www.commodore.gen.tr/forum/index.php?topic=17840.msg235679#msg235679
Konuda programladığım oyun prototipleri, 3D/2D grafikler, pixel art ve müzik dahil kişisel projelerimden bir kısmını paylaştım. Oradaki paylaşımlar seneler içinde kendi başıma yaptığım şeyler ile ilgili sana bir fikir verecektir. Bu alanların herhangi biriyle ilgili sormak istediğin bir şey olursa çekinmeden sorabilirsin.

Kal sağlıcakla.

Oyun yapmayı bırakmış olabilirim ama şarkıcılığa başlıyorum.

@NESDelisi:uzun olmasına rağmen mesajınızı okumaya çalıştım... 2 konuyu sanırım tam anlayamadım.

1- Unity'nin nesi var? Neden Unity önerenlere kızıyorsunuz? (Unity iyi olduğundan değil, sebebini anlamadım).

2- Çocuklara oyun geliştirmenin bir sakıncası mı var? Sorun nedi?
"2020 yılında bir akraba bana "çocuklar için oyun yap" dedi, ben yüzüne söylemedim ama içimden demediğimi bırakmadım."

-Theoden (Arethrid) güzel yazmış...

1: Programı sevemedim ve hatta bir ara kullanıcıları tanrı ilan etti. O an şok olmadım desem yalan söylemiş olurum.

2: Çocuklarla uğraşmak istemiyorum.

[fort_apocalypse]

Yukarıda, ortopedik engelli olduğunuzu ve şarkıcılığa başlayacağınızı yazmışsınız. Ortopedik engelli ve şarkıcılıkta başarılı olmuş ünlüleri düşündüm ve aklıma sadece Edip Akbayram geldi.

Başarılar dilerim.

[NESDelisi]

Yukarıda, ortopedik engelli olduğunuzu ve şarkıcılığa başlayacağınızı yazmışsınız. Ortopedik engelli ve şarkıcılıkta başarılı olmuş ünlüleri düşündüm ve aklıma sadece Edip Akbayram geldi.

Başarılar dilerim.

Sağ ol.

[cinar]

Ahmet abiyi tanırım, uzun bir süredir (nereden baksan 7-8 yıl) sosyal medyada arkadaşız, kendisi disiplin konusunda hep imrendiğim biridir. O da son oyununu yayınlarken epey büyük talihsizlikler yaşadı, belki onunla yeniden iletişime geçmek senin açından iyi olacaktır, iletişiminiz var mı bilmiyorum ama en azından belki iki dost olarak benzer teknik birikime sahip.

[NESDelisi]

Ahmet abiyi tanırım, uzun bir süredir (nereden baksan 7-8 yıl) sosyal medyada arkadaşız, kendisi disiplin konusunda hep imrendiğim biridir. O da son oyununu yayınlarken epey büyük talihsizlikler yaşadı, belki onunla yeniden iletişime geçmek senin açından iyi olacaktır, iletişiminiz var mı bilmiyorum ama en azından belki iki dost olarak benzer teknik birikime sahip.

Dediğiniz Ahmet abin, Ahmet Kamil Keleş mi?

[Snk-Capcom]

Hmmm şimdi anlaşıldı bütün mevzu !

Güzel kardeşim, nereye gidersen git hangi işi yaparsan yap ama şunu unutma ki muhakkak insanlarla uğraşmak zorunda kalacaksın. Türlü türlüsü var , hayatın kanunudur mücadele etmeden sabırlı olmadan bir şey kazanamazsın.

Uzatmadan şu soruları sormak istiyorum ;

Başka yerlerde hiç sorun yaşanmayacak mı ?
Hiç mi ayağını kaydıran olmayacak ?
Hep kendi düşüncelerinle paralel zihniyetler mi bulacaksın ?

Dolayısı ile alıngan yapını bir kenara bırakıp gerçek niyetleri anlamak için çabalamalısın. Ayrıca belli ölçüde uzmanlaştın bu alanda ilerlemeye devam etmelisin. Senin olayın "bıraktım" değil , pes etmektir.

[NESDelisi]

+ Başka yerlerde hiç sorun yaşanmayacak mı?
- Yaşanacak ama o alandaki insanlar kadar değil.

+ Hiç mi ayağını kaydıran olmayacak?
- Kaydıracaklar ama sabırlı olacağım.

+ Hep kendi düşüncelerinle paralel zihniyetler mi bulacaksın?
- Genellikle hedef Japonya, Japon hayranların çoğu animeci. O yüzden sorun olmayacaktır.