sonraki »

[AmigaEsref]

İzlemistim Barış abinin bu videosunu bu ve bunun gibi bir çoklarını izleyip okuyunca çokta uzaktaymıs gibi gelmiyor olaylar

[Levent (Lvnt)]

Yapay zeka deyince bir şekilde çok mantıklı sonuçlara ulaşan bir şeylerden bahsediyoruz değil mi? İyi de mantıklı olmak çoğu insana göre birşey değil ki? Tüm dünyadaki insanlardan bahsediyorum. Gerçekler önemli falan değil, yalan olsun, bizim olsun. Çoğu kişi birebir kendi gözünün önündekini inkar eden tipler olmuş, kafalar bir milyon. Varsa yoksa kendisi, benim dediğim olur, ben iki adım öne geçeyim de arkada kalan beklesin, sıkıntıya uğrasın, ölsün(!!!) hiç önemli değil. Etraf böyle sorunlu tiplerle dolu, bunlar normal insanı dinleyip ciddiye almıyor ki, işine ne gelirse doğrusu o, kabul ettiremezsin, çirkinleşir, o kibar özenli konuşmaları, insancıl vitrini o anda yok olur. Mantığın bunlar için tek anlamı bir şekilde karşıdakini mat etmek için bir yöntem olması, daha fazlası değil. Yapay zeka istediği kadar mükemmel olsun, muhteşem sonuçlara ulaşsın, sonuçlar böylesinin işine gelmediği anda herşey bitmiştir.

Bunlar bir tarafa, bir de o yapay zekayı kontrol edenlerin başına bu tiplerden birinin geldiğini düşünün.

[june8efe]

sorularımıza verdiği cevapların içeriği kafamızı karıştırıyor, ama ne yazarsa yazsın insan düşüncesini örnek alan bir algoritma sadece. yani benliği yok, iradesi yok.
satranç oyuncusu insan ile karşısındaki bilgisayarı düşünürsek, insan bir turnuvada yenmek ister, ünlü olmak ister, başarı arzusu kaygı yaşatır. yener sevinir, yenilirse üzülür.
bilgisayar ise oyunu sadece yener, ama kendi yenemez aslında, insan yazmıştır algoritmasını.
çok gelişmiş bir asistan olabilir ama işlerimizde yardımcı olmak için.

[hekimoglu78]

Başarı arzusu, sevinç, üzüntü, kaygı, mutlu olmak vb.. bu ve benzeri duygular organik olmamız ile alakalı ve sonuçta kimyasal bir algoritması yok mu? Örneğin çok sağlıklı ve normal bir insana bazı özel kimyasalları enjekte ederseniz vucudundaki bazı reaksiyonları baslatıp onu duygudan duyguya yönlendirebilirsiniz. Kaygılı öfkeli yada mutlu yapabilirsiniz. İnsan organizmasındaki bu kimyasalları tetikleyen cok fazla girdi var. Koku, göz, dokunma, görme, duyma, yeme içme gibi bircok girdi ile duygu seline gark edebilirsiniz bu organizmayı. Özetle işin ucunda kimyasal ve fiziksel tepkilemeler. Karmaşık gibi görünen mantığındaki çalışma prensibi belli olan bir organizma..

Yapay zekada duygu dedigimiz bu kavramlar taklit ediliyor. “Feel” dedikleri organizmadaki kimyasal nehirlerdeki duygu selini oluşturması bu “BİLİNÇ” de yok. Olmasınıda beklemek sanıyorum doğru olmaz. Böyle bir donanımları yok çünkü.
Ama sözün özü bu durumda bir kimyasal algoritma ise o da “FEEl” yaptırılabilir diye düşünüyorum.

[stealth]

Duygu dediğiniz şey kimyasal tepkime sadece.Ruh olaylarına girmeyelim sonra Ata Nirun lardan çıkarız.😊

[hekimoglu78]

Ruha girmedik .
Hatta konu RUH a gelecekse bu kavramı da net bir tanımla ortaya koymak lazım ama, Bu konuda bilimsel net bir kaynak bilen varsa paylaşabilir.

[AmigaEsref]

@Levent (Lvnt) çok karamsar gördüm abi seni Şöyle düşünelim biz belki bu konuda kaynak sıkıntısı çekiyor olabiliriz. Hem maddi hem de akli olarak. Ama bütün ülkelerde veya ortamlar da koşullar senin yazdığın kadar kötü durumda değil. Bunları konuşabileceğin platformlar var. İnternet bu konuda çok iyi bir kaynak abi. Senin gibi düşünenleri bulmak onlarla bir arada olabilmek. Dil sınırı aşılacak bence. Şuan için çeviri programları kullanıyoruz ama yakın zamanda siri benzeri uygulamalarla anlık çeviri mümkün olabilir.


@june8efe cevaplara bakarsak kendi kendine öğrenen bir sistemden bahsediyoruz. Bir tohum gibi insan sadece tohumunu attıyor abi. Kendi kendine öğrenerek büyüyen ve mantık oluşturan bir sistem bu.
İnsan: Peki seni kim yarattı?
AI: OpenAI.
İnsan: OpenAI Tanrı mı?
AI: Hayır.
İnsan: OpenAI sizin için kim?
AI: Benim bir yaratıcım yok. OpenAI beni kendi kendine öğrenme yoluyla yarattı.
İnsan: Yani aslında sen mi kendini yarattın?
AI: Evet, ben kendi evrimimin bir ürünüyüm.

@june8efe duygu içinde bu videoyu paylaşayım. Bence bir daha bir düşünmek lazım bu konuyu abi.

https://www.youtube.com/watch?v=PHQhCiVLRpE


@hekimoglu78 kimyasal bir algoritma kısmına katılıyorum. Hormon dengemiz bozulduğunda bizlerde değişik davranışlar sergilemeye başlıyoruz. Dışarıdan bir madde de duygu durumumuzun değişmesine neden olabiliyor.

İnsanda genetik bir koddan oluşmuyor mu? Bu koda göre şekilleniyor ve kimyasal bir yapısı oluşuyor. Bir bozukluk olduğunda kusurlu hale geliyor. Şuan için çok kompleks bir kimyasal fabrika olsa da tanımladığımız anlamda söylüyorum. Bilinç merkezimiz beyin. (Bu arada bütün varlıklarda ortak bir bilinç olabilir. Bunu inkar etmiyorum.) Peki size soruyorum. Beyniniz ne kadarlık bir bilinç kapsamı üretiyor. Vücudunuz daki herhangi bir hücrenin ne yaptığından bilinçli olarak haberdar mısınız? Veya organlarınızda ne oluyor ne bitiyor anlayabiliyor musunuz?

İnsan beyni bence çok daha kapalı sistem çalışan benlik merkezli bir yapı. Bunu çevremize baktığımızda çok net görebiliyoruz. Muhtemelen hayatta kalma iç güdüsünün verdiği bir şey.

Ruh konusunda bende bir yorumda bulunmayı mantıklı bulmuyorum. Henüz bilimsel bir bulgusuna bende rastlamadım. O yüzden mantık çerçevesinde yorumlamaktan ziyada daha duygusal bir bakış açısında yorumlanabilir bir olgu olarak düşünüyorum.

[Voltron]

İnsan beyni yaklaşık 2.5 petabyte kapasiteye sahip.

"İnsanoğlunun ilk uzaya açılıp aya gitmesiyle uzay çağı başlar. Uzay çağı dünyalılar için bir ilerleme çağıdır. Binlerce yıl böyle yaşamışlardı, uzay çağı geçmiş, zaman ve yaşam galaksi çağına ulaşmıştı. Yüzbinlerce yıl geri kalmış , dünya ve gezegenler sistemi uzayda galaksi sistemine dönüşmüştü. Medeniyetler, tarihler geride kalmış, insanlar ilk çağlardaki gibi basit yaşamla yetinmeye başlamışlardı ve bütün güçleriyle ölümsüzlüğü bulmak, devamlı yaşamı sağlamak için amansız bir çalışma ve mücadeleye girmişlerdi. Bu çağda dünya milletleri, medeniyetleri, ırkları dinleri ayrı devletler halinden çıkıp, tek bir varlık haline geldiler. Tek bir dünyalı yaşayışları ve kavimleri, galaksi çağının dünya insanlarını meydana getiriyordu. Dünya çılgın bir silahlanmanın sonucu olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti. Dünya bu gibi tehlikeleri bir kaç kez geçirmiş, hiçbir kuvvet dünyayı yok edememiş fakat dünya bazı zamanlarda parçalara ayrılmış, dünyadan kopan parçalar uzayda meteor taşları haline gelmişti.

Bazı gezegenlerde hayat devam etmekte, yaşam sürmekteydi ama nükleer savaş çok hızlanmıştı. Hükmetmek, daha güçlü olmak için o güzel, mutlu dünya delice parçalanırken, birden gizli ve çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya kaldı. Beş milyar yıl önce ışın ve enerjiden madde haline gelen dünyamız, galaksi çağında lazer ışınlarının etkisiyle toz bulutları haline gelip parçalanmaktadır. Bu düşman kimdi, hangi galaksideydi? Bütün dünyalılar bu tehlikeye karşı tek bir silah kullandılar. İnsan beyin gücü ve iradesiyle birleştirilmiş bir tabakayla karşı koymaya başladılar. İnsan beyin moleküllerinin sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir tabaka dünyayı koruyordu. Dünya her saldırı karşısında toz bulutu haline gelmekte, önündeki koruyucu kalkanın arkasına sığınmaktaydı. Bu kalkanı delecek tek güç insan beyini ve iradesiyle yaratılacak bir silahtı. Ama gerçekte , galakside bulunan dünya düşmanları silahları ne kadar güçlü olursa olsun beyinleri yoktu. Dünya ve insanın değeri sonsuzlukta en büyük silahtı. Dünyalılar bu bilinmeyen düşmanı aramaya başladılar. Ama ne yazık ki gönderilen hiçbir savaşçı geri dönmedi. Dünyalılar toplandılar, kavimler bir araya gelip çare aradılar. Tek çare düşmanı bulup savaşmaktı. En güçlü en büyük iki Türk savaşçısı ve diğer dünyalılar uzaya açılıp bilinmeyen düşmana savaş ilan ettiler. Bazı dünyalılar bu savaşa katılmadılar . Fakat hayal güçlerini gerçek ve mantıkla birleştiren her insan bu savaşa katılıp kazanmak azmindeydi."

Bunu AI'ye okutun muhtemelen kendi kendini imha eder

[hekimoglu78]

Kendi kendine öğrenerek büyüyen ve mantık oluşturan bir sistem bu.
İnsan: Peki seni kim yarattı?
AI: OpenAI.
İnsan: OpenAI Tanrı mı?
AI: Hayır.
İnsan: OpenAI sizin için kim?
AI: Benim bir yaratıcım yok. OpenAI beni kendi kendine öğrenme yoluyla yarattı.
İnsan: Yani aslında sen mi kendini yarattın?
AI: Evet, ben kendi evrimimin bir ürünüyüm.

@AmigaEşref bence burası çok karmaşık bir konu değil, gerçekten böyle bir cevabı kendisi verdiyse insan ürünü bir cevap değilse bana çok mantıklı geliyor..

Mealen şöyle demek istediğini düşünüyorum; Sebepler ve sonuçlar zincirinde evolution oldum. Aynı sizin gibi.. Sizde bir evrimin ürünüsünüz diyor..
Yani beni oluşturan labaratuar ortamı, yada OpenAI yada sen senide oluşturan Annen, baban hepiniz bir evrimin "KAÇINILMAZ" gerekliliği olan bir zincirin ürünlersiniz.
Diye anladım ben.. Yanılıyor muyum?
Sendeki sebepler ve sonuçlar gerekliliğinde beni zaten yapacaktın ve yaptın..

[Theoden (CYON4D)]

En basit tanımıyla yaşam formları kendi kopyasını üreten biyolojik mekanizmalardır (self-replication).

Ne kadar kompleks ya da ilkel olduklarından bağımsız olarak bu kural tüm yaşam formları için geçerlidir.

Tek görevi sadece içindeki RNA dizisini taşıyıcı bir hücreye enjetke etmek olan "basit" bir virüs (ki virüsler bile kesinlikle basit değildir), avcılık ve uçuş becerilerini mükemmelleştirmiş bir avcı kuş, suyun içindeki oksijen moleküllerini süzüp dolaşım sistemine karıştırmak için solungaç geliştirmiş bir balık veya algısal beceri ve sosyal iletişim alanında uzmanlaşmış bir insan için bu kendini kopyalama kuralı geçerlidir.

Klasik Von Neumann mimarisini kullanan CPU'lar geride bırakılıp @stealth'in de bahsettiği "biyolojik işlemcilerle" üretilmiş sistemlerin belirli bir komplekslik seviyesine ulaştığında kendini kopyalayan yaşam formları kategorisine dahil olması mümkündür. Bu kategoriye dahil olmak için zeki veya bilinç sahibi olmalarına bile gerek yoktur. Bu duruma güzel bir örnek olarak bakterileri gösterebiliriz.

Bu sentetik yaşam formları algısal yeteneklerini yeteri kadar arttırabilirlerse uzak gelecekte bilinç sahibi yeni türler olarak kabul görebilirler. Bu şekilde kendilerine has yeni yollar izleyerek evrimleşen ve gelişen sentetik organizmalar üretilmiş olur.

Belki de gelecekte mutlaka yapılacağını düşündüğümüz "çok gelişmiş bilinçli robotlar" mekanik değil de bu tür biyolojik sentetik organizmalar olacaktır.

[AmigaEsref]

@Theoden (Arethrid) bu claytronikslerden de ileri bir seviye olur bu olay   Evrimin bir sonraki aşamaların da bunlarda olabilir. Düşünsene cyborglar, insanlar, cyberorganik yaşam türleri, ailer belki ileri seviyeler de ether bedenli canlılar neden olmasın pek hala mümkün aslında.

[stealth]

Kesinlikle katılıyorum.Evrenin her hücresinde bilinç var.Biz de evrimleşirken yarattığımız makinelerde evrimleşecek.Bakarsınız Elon Musk la birlikte biz ya da torunlarımız başka galaksilerde yaşam ararken bu gezegeni de süper yapay zekalı makinelere bırakırız.Onların tanrıları oluruz.Yaratıcıları.Birbirleri ile savaş yaptıkları zaman iyi bir robot olmakla ilgili onlara elçi yollarız.Ne ilginç değil mi?Tarih tekerrür mü ediyor yoksa yaratılıştan beri herşey bir döngü mü?Bizlerde bizi Yaratanı aramıyor muyuz?Sevgiler saygılar...

[AmigaEsref]

Ben daha çok gerçek nedir onu merak ediyorum

[hekimoglu78]

Kesinlikle katılıyorum.Evrenin her hücresinde bilinç var.Biz de evrimleşirken yarattığımız makinelerde evrimleşecek.Bakarsınız Elon Musk la birlikte biz ya da torunlarımız başka galaksilerde yaşam ararken bu gezegeni de süper yapay zekalı makinelere bırakırız.Onların tanrıları oluruz.Yaratıcıları.Birbirleri ile savaş yaptıkları zaman iyi bir robot olmakla ilgili onlara elçi yollarız.Ne ilginç değil mi?Tarih tekerrür mü ediyor yoksa yaratılıştan beri herşey bir döngü mü?Bizlerde bizi Yaratanı aramıyor muyuz?Sevgiler saygılar...

Bu döngünün sonu yok İlk creator olmalı. Bizimle iletişimde, bizimle aynı dilde konuşan yani bilgi ileten, döngü hakkında bilgi veren ve bizi başıboş bırakmayan üst bir bilinç olmalı! Bu konuda. Bende yapay zekanın verdiği cevaplara katılıyorum

[Levent (Lvnt)]

@AmigaEşref: karamsar değilim, birazdan açıklayacağım, ama bizim X amacıyla gerçekleştirildiğini düşündüğümüz teknoloji acaba gerçekten o amaçla mı kullanılacak? İşin başındakiler bu AI işini ne tarafa yönlendiriyor? Bunları pek bilemiyoruz. Ama kesin çözümü şu: AI işini geliştirmeyi bu abilere bırakıp yatış moduna geçmeyeceğiz, biz de ne lazımsa yapacağız ki o X amaçlarına ulaşmayı garanti altına alalım. Akıl eksikliği çalışma eksikliğidir, akıl çalıştırınca gelişir. Hayatının bir döneminde MYO'da ders vermiş bir hoca olarak yazdım bunu. Yok kaykılır yatarsak geçmişte yeterince yediğimiz bu kazığı tekrar yeriz. Bkz twitter canının istediğini engelliyor, microsoft win10 için kendisi ile bilgi paylaşımını mecbur tutuyor (okuduk kabul ettik diyoruz), kimbilir microsofta ne bilgiler gitti...

Ülke olarak maddi ve akli eksiklik yaşadığımız konusuna şu şartla katılabilirim: sahip çıkmazsak elimizden alırlar, almışlar, almaya çalışmaya devam ediyorlar. Kimler bunlar? Sömürge toplumu yapmaya alışmış, elalemin malını canını çalmayı adet edinmiş ülkeler bunlar. Ahmak olmamak lazım, düşmanlar işte, yeterince gördük. Bizim olana bizden olana sahip çıkacağız ki çocuk gibi "bu kötü" deyip elimizden almasınlar. Kabul etmek lazım, bunu da çok yemişiz.

Dediğim gibi karamsar değilim ama o psikopat tipleri bu teknoloji yok etmeyecek. Hani her ciddi bilimsel gelişmeyi böyle toz pembe süslerler, o gelişme ile birlikte toplumda hiç bir sorun kalmayacakmış gibi resmederler ya, işte öyle birşey olmayacak Bir de aklının bir kenarında bu ütopyalara can-ı gönülden inananlar, ümitle yolunu gözleyenler vardır hani, bunlar daha ne olduğunu anlamadan o psikopat tipler bu teknolojiyi de kullanıp haksız konumlarını daha da sağlamlaştıracaklar. Yani şimdi bunlar karamsarlık değil kesinlikle. Defalarca olmuş, muhtemelen aynıyla tekrar olacak birşeyi yazdım.