sonraki »

[yavuzg]

Sıra geldi kontrol paneli kablolamaya. Önce projenin başında kablom bittiği için yarım kalan JAMMA harness'in "Player 2" kablolarını tamamlıyorum.



Sonra MVS'i artık kabindeki rafına vidalayarak yerleştiriyorum ki JAMMA soketini takıp kabloları kabaca ayarlamaya başlayabileyim.



Soketi takıp kontrol panele bağlanması gereken kabloları uzatıyorum. Bu arada JAMMA kabloyu çok uzun tutmuşum, gerek yokmuş o kadar uzun olmasına, neyse...



Tabii artık kabloları monte edebilmem için önce micro switch'leri kontrollere takmak lazım. Uzun zamandır bekliyorlardı zavallılar kuzu kuzu...



Her şey yerli yerine takıldı. Bakmayın siz böyle arapsaçı gibi gözüktüğüne. Aslında hepsinin takılacağı yeri belliydi. Bol renkli kablo kullanmanın avantajı. Ayrıca hepsinin toprak (GND - Nötr) kablolarını "daisy chain" denilen teknikle yapınca kablo sayısı azalıyor. "Daisy chain" demek tek kablo üzerinde tüm komşu kontrolleri dolaşacak kadar uzunlukta 9-10 tane uç çıkmak. Bir kontrolün GND ucuna bağlanan kablodan yan kontrole, oradan yan kontrole v.s. şeklinde.

[yavuzg]

Bu arada, ses sistemini de monte etmem gerekiyor. Bu uzun zamandır kararsız kaldığım bir konuydu. Kararsızlığımı şöyle açıklayayım; JAMMA boardlar (neo geo da bir tür JAMMA board sonuçta) ses konusunda çeşitlilikler gösteriyor. Aslında orijinal JAMMA standardı MONO (Bendeki neo geo slot modeli de MONO). Ancak zamanla boardlara STEREO eklenmiş. Kimi board JAMMA soketinden hala MONO gönderse de board üzerinden STEREO çıkış verilmiş. Benim elimdeki board (MV-1FZ) da JAMMA'ya MONO verilmiş ancak ses devresi STEREO. Ancak board üzerinden STEREO çıkışı yok.

Şimdi, internette MV-1FZ için "STEREO Hack" ler mevcut. Yani düşük sinyal seviyesinde STEREO alıp bunu basit bir pre-amfi ile bir ses sistemini beslemek için kullanmak mümkün. Ancak bunu yapmak için bir kaç dirençi boarddan sökmek ve bir iki kablo lehimlemek gerekiyor. Bu STEREO HACK olayını yapanlar genelde "Consolization" denilen bir diğer tür üzerinde çalışan meraklılar. Bunlar neo geo slot'ları alıp, Universal BIOS takıp, aleti MVS modundan AES moduna çevirip bu "hackler" ile evinin salonundaki ev sinama sistemine bağlayıp bir çeşit "retro" xbox (CMVS deniyor, yani "Consolized" MVS) yapan arkadaşlar. O konu da ilginç, bir ara el atmayı düşünüyorum.

Bu STEREO HACK işinden üşendiğim yok ancak "prensip" olarak hoparlörlerin arasındaki mesafe 15-20 cm olan bir arcade kabinde stereo ses almak ne kadar önemli onu değerlendiriyorum ve MONO devam etmeye karar veriyorum. Ayrıca JAMMA dan gelen sesi de SCART üzerinden TV'ye vermekten vaz geçiyorum. Bunun için "atenuation circuit" denilen aslında basitçe 2 adet dirençten oluşan bir voltaj bölücü devresi kullanmak lazım zira JAMMA ses çıkışı direk hoparlöre bağlanabilmesi için çok güçlü seviyede. Direk SCART'a bağlanırsa board üzerindeki potansiyometre eğer güçlü ayarda kalmışsa TV'nin ses sistemini patlatabilir. SCART'ın AUDIO IN girişinin pre-amfi seviyesinde olması gerekir.

Neyse, sonuçta sesi SCART'a vermesem de TV'nin hoparlörlerini kullanacağım. Bunun için hoparlörleri plastik aksamlarından sökerek başlıyorum işe



Hoparlörleri bir güzel siliyorum. Bu eski TV'lerin içindeki siyah kurumdan nefret ediyorum. Statik elektrikten dolayı ortamdaki bütün tozu emmişler 15-20 sene boyunca. Dokununca kaşıntı başlıyor artık...



Hoparlörler için gereken delikleri zaten açmıştım hatırlarsanız (1 ay önce falan) şimdi o deliklerin olduğu yere hoparlörleri vidalıyorum nihayet.



JAMMA dan gelen ses kablosunu da buraya uzatıyorum...

[yavuzg]

Şimdi geldik bu elektronik kısmında en fazla zamanımı alan konuya;

Mini supergun.

Arcade kabinde "supergun" ın işi ne diyenler olabilir. Ancak yaptığım şeyi başka şekilde isimlendiremiyorum. Aslında bir supergun'ın içerdiği özelliklerin bir kısmını "mini" bir şekilde içeriyor.

Peki böyle bir şeyle ne yapmaya çalışıyorum?

1) JAMMA RGB ve SYNC çıkışını SCART standartlarındaki voltaj seviyelerine indirmek. Ve hatta bu işi ayarlı hale getirmek.
2) Test ve Servis buton bağlantılarını yapmak.
3) Merkezi power şalterini koymak (evet orijinal modelde kabinin dışında bir güç şalteri yok - uğraştıracak ya beni)
4) Jeton kanallarından gelen sinyali JAMMA board'a en güvenli şekilde taşımak için önceki projemde de kullandığım röleleri koymak.
5) Para atmaktan sıkıldığımda MVS'i "free" moda almak yerine yine de "para atma hareketini" yapabileceğim "para butonlarımı" bağlamak.
6) Para butonlarını isteğe göre devreye alıp devre dışı bırakan anahtarı barındırmak.
7) SCART çıkışını sağlamak (gerekli tüm bağlantılar ile - VGA-SCART yazılarımdan hatırlayanlar olabilir bazı SCART pinlerine belli voltajlar vererek TV'nin otomatik olarak RGB, 4:3 aspect ratio ve AV geçişlerini yapmasını sağlamak için)

Önce bütün bu anlattıklarımı alacak bir kutu ve parçaları seçiyorum ve kabaca kutudaki yerleşimlerini göz kararı ayarlamaya çalışıyorum.



Sonra bu anlattığım şeyleri (aslında yazması yapmasından daha uzun oldu galiba, sonuçta özel bir devre yok, sadece bir kaç direnç kullanarak voltajları düşürüyoruz o kadar) yapacak parçaları ve kabloları monte edeceğim delikli plaketi kutuya göre kesiyorum.



Ve kutuya monte ediyorum. Daha sonra sökeceğim ama şimdi kutuya vidalamak için gereken delikleri ortalık kalabalıklaşmadan ayarlamak lazım.



Kutunun ön paneli basit bir aluminyum plaka. Bunu şarjlı tornavida ve metal uçlarıyla kolayca delebiliyoruz. Diğer kısımlara geçmeden RGB potansiyometreleri ve buton ve switch'ler için gereken delikleri açıp parçaları bu panele monte ediyorum.



Resimde görünen push butonları orijinal kabinde de kullanılan cinsinden seçtim. Ancak daha sonra ilerleyen aşamalarda bunları değiştirmek zorunda kaldım çünkü NC almışım (Normally Closed). Yani buton basılmadıkça devreyi tamamlıyor, basılınca kesiyor cinsinden. Tabii ki piyasa dilinde buna "ters buton" denirmiş, öğrenmiş olduk. Halbuki MVS'in buton işleyişinin de bu şekilde olduğunu sanıyordum (kullanım kılavuzunda öyle gösteriyordu) ancak çalışmadılar. Neyse, bir daha Konya sokağa gidersem "düz butonlardan" alıp değiştiririm diyorum ve eldeki minik switchlerden kullanıyorum.

Evet, mini supergun hazır.



Biraz çocuk programlarındaki gibi "burada yapılmışı var" gibi oldu ama gerçekten abartı bir detay yok. Sadece şık bir muhafaza diyelim. Devrenin içeriği (ne kadar devre denirse) şöyle;

1) RGB sinyalleri için 500 ohm'luk potlar kullandım. Ayarlanabilsin diye. Aslında bir çok JAMMA - SCART şemasında buraya 150-220 ohm arası dirençler bağlanmış. Ben bu dirençlerin renkleri ne ölçüde değiştireceğini bilemediğim için pot kullandım. Sonuçta üç kuruş daha fazla verdim ama havalı gözüküyorlar gerçi daha sonra potları orta ayarda tuttum. Bu da 250 ohm civarı demek.
2) SCART Pin 8'e 12 volt veriyoruz (4:3 aspect ratio ve otomatik AV geçiş için)
3) SCART Pin 16'ya 2.5-3 volt veriyoruz (5 volttan 100 ohmluk direnç üzerinden) RGB sinyali gönderdiğimizi anlatmak için
4) Panelin önündeki kırmızı LED için 220 ohm direnç bağlıyoruz. on/off yapınca LED yanıyor - heyoo çok önemliydi - havalı duruyor ama
5) SYNC sinyali ile SCART Pin 20 arasına 390 ohm direnç bağlıyoruz (Voltajı düşürmek için)
6) jeton/para kanalı sinyalini JAMMA board'a bağlamak için "Pull up resitor" denen bir olay varmış. Bu sayede sinyal anahtarlama görevi yaparak jeton/para anahtarı gibi davranabiliyormuş. her JAMMA board'a uygulanamıyabiliyormuş. Bunun detayını araştırdım ama neo geo ve bu tür "yeni nesil" jeton kanalını bu şekil bağlayan bir yazı görmedim. İşin açıkçası MVS'in "izole" kalmasını da tercih ediyorum. yanlış bir deneme ile elimdeki slotu bozmak istemiyorum ve sinyali bağlandığı board'dan tamamen izole bir şekilde "açma kapama" yapan 12V luk rölelere bağlıyorum.

Şu şekil;



Şu "pull up resitor" konusunu bilen varsa anlatsın, acaba basit bir işi karışık bir hale mi getirdim diye düşünüyorum. Gerçi sonuşlarından memnunum, çalışıyor ve güvenli...

Sonunda mini süpergun bitti. Nihayi yerine monte etmeden önce (Jeton kapısının hemen arkasına - kapıyı açınca kontrol paneline erişilebilecek) şimdilik geçici olarak elimin altında bir yere koyuyorum.

[yavuzg]

Geldik en heyecan verici ana!!! MVS'den mini supergun'a 1084'e bağlantı yaptığım 9-pin VGA kablomu bağlıyorum, oradan da SCART kablosunu TV'ye bağlamak için kabinin arka kapağını açıyorum.

Ve soğuk duş etkisi!!!

Dağıttığım TV'nin tüpü ve şasesi ayrı ayrı bana bakıyor  yerlerinden söktüğüm kablolar olduğu gibi karşımda. Yav ben bu işi 1 ay önce yapmıştım, şimdi nasıl toparlayacağız, hiç bir şeyi hatırlamıyorum!!!

Tabi burada biraz abarttım, hatırlamıyorum ama kabloları sökerken hepsini önce fotoğraflamıştım Açıyoruz laptop'u eski defterlere bakıyoruz. Kısa bir çalışma ile tüp ile şaseyi tekrar biraraya getirip TV'nin elektrik kablosunu da kesip izolasyon trafosunun çıkışına monte ediyorum. Her şey hazır yarım saatlik bir gecikme ile...

Kalbim kütü küt atarak power düğmesini çeviriyorum. İşi heyecanlı kılan kısım ise gerçekten MVS'i 1084 monitörde denemiştim ama TV'de daha önce hiç denememiş olmam.

Veeee tısss (doğal olarak, ne bekliyordum ki)



Neyse, kendi kendime diyorum ki "tabi yaa, RGB pot'ları çok kısıktır" hemen potlarla oynuyorum görüntü hala gri ve hayal meyal bir görüntü var hala. Sonra diyorum ki TV'nin ayarlarındandır. Alıyorum kumandasını elime başlıyorum oynamaya. Orada da ayarlar normal, ortada değerlerde...

Açıyorum TV'nin internetten indirdiğim servis kitapçığını gecenin köründe kös kös okumaya başlıyorum. Ve aradığım cevabı bulmam fazla uzun sürmüyor. Bu TV'nin 2 adet SCARt girişi var, ve sadece birisinde RGB girişi kablolanmış!!! Diğeri sadece composit giriş içinmiş. ben de SCART'ı o girişe takmışım. Malum artık TV'nin bu tür ibarelerin yazıldığı bir kasası yok, elime kolay gelen ilk SCART'a takmışım kabloyu...

Hemen değiştiriyorum kabloyu veeee



Ohh be sonunda!!! Aylardan sonra MVS'in o aşına test sinyali. Bir takım yatay ve dikey çizgilerden oluşan bu basit görüntü insanı bu kadar mı sevindirir. hemen TV'nin arkasındaki minik potlar ile yatay dikey yerleşim ve genişlikleri ayarlıyorum.



Evet, sonunda TV'den görüntü alabildik, hem de arcade VGA kalitesinde. Hemen mini supergun'ımdaki RGB potlarıyla oynuyorum. Sonuçta hepsini orta değerde bırakınca gözüme en güzel gözüken renk tonlarını yakaladığıma kanaat getirip seçiyorum bir oyun 161-in-1 kartuşumdan...

Hey be, yürü be olum. Açılışı KOF 98'le yapmak yakışır!!!



Görüntü mükemmel! Fotoğraflarla tam yansıtamıyorum ama burnumun dibinde 25" lik monitörde arcade pixellerini görünce kendimden geçiyorum.





READY'yim ben aylardır!!!



Sonuçta marquee dışında kabinin işi tamam. Bir ohh çekiyorum sabah karşı. Bu görüntüler yorgunluğumu bir anda silip atıyor ve marquee'ye girşmem için beni tetikliyor!

[yavuzg]

Marquee konusu çok ilginç oldu bu projede. basit bir iş başlı başına mini bir projeye dönüştü durduk yere. Anlatayım... 

Şimdi normalde geçen projemde yaptığım gibi bu alana basitçe bir floresan armatür takacaktım. Gittim Bauhaus'a ve yine eski projede kullandığım tarz tekli floresan armatürden almaya. Armatürü attım sepet, sonra ampul'ü bir iki de diğer şeyi kasaya doğru gidiyorum. İçime bir kurt düştü, yav aldık bunu da acaba eskisi ile aynı boyuttamı acaba hiç ölçmedim dedim kendi kendime. Hemen bir mezure bulup ölçtüm ve kaynar su durumları yine, boyu 61.5 cm

Yav benim eski kabinin genişliği 62.5 cm idi bu kabin ise tam olarak 61 cm! Metal armatürü 1mm filan zorlayarak soksam tamam ama koskoca yarım santim, itekleyerek girmez ki. Düşündüm acaba kessem mi falan diye ama sonra farkettim ki armatürde fazlalık yok, floresan ampülün boyu ve uçlarına takılan standart plastik soketleri ile birlikte 61.5 santim oluyor. Yani özetle bu armatürü bu kabinde kullanamayacağımı anladım. Hemen geri döndüm aydınlatma reyonuna ve mutfak tezgahlarında kullanılan daha kısa armatürlere bakmaya. Onlar boy olarak daha kısa ve uygundu ancak ampulleri ölü gözü gibi ışık veriyor. Hay anasını diyerek sepeti bıraktım. Bu iş floresan ampülle olmayacak. Bu olay daha kabin sunta aşamasındayken olmuştu. Yani daha zamanım vardı bir çözüm bulmaya. Bir çözüm düşünmem uzun sürmedi. Bu kabinin orijinalinde kullanılan bir teknolojinin de ilham vermesiyle eski bir merakım yine depreşti ve kararımı verdim. Marquee ışıklarını LED ile yapacaktım!!! Hemen eski den LED projesi için malzeme aldığım online siteye yöneldim. Bu iş için 1 watt'lık power LED'ler kullanacaktım. Ayrıca marquee alanını kaplayacak boyda çubuk tipi PCB kullanmaya karar verdim. Alışveriş listem;

1) 6'lık 46.8 cm uzunluğunda line PCB (Bulabildiğim en uzun PCB) x 4 adet
2) (24 + 6 yedek) 30 adet PCB tipi 1W power led (Neutral white).
3) 350mA LED sürücü

Şimdi bu hesaplamalara aşınalığım vardı, anlatayım:

LED'leri direk doğru akıma bağlayabilirsiniz, voltaj da çok önemli değildir zira LED'ler sabit "akım" ister, voltaj seçmez. Ancak bu şekilde basitçe LED'leri bağlarsanız LED'lerin ömrü çok kısalır. LED'lere her zaman sabit bir akım veren ve bu akımı da "pulse" (titreşim) halinde veren sürücüler vardır. Bu sayede LED'ler yıllarca aynı performansta çalışmaya devam eder. LED'leri sipariş etmeden önce yine aynı sitede verilen Edison Opto dokümanını inceliyorum. Bu alacağım tip LED'ler 350 mA akım istiyormuş. Peki alacağımız sürücü için bu değer yeterli mi? Hayır, kullanacağım LED sayısı kadar da güç üretebilmeli, yani kabaca 1W x 24 = 24 Watt. Bu yeterli mi? Hayır. Son olarak sürücünün bu sabit akımı hangi voltaj aralığında verebildiği de önemli. peki bu voltajı belirleyen nedir? Bu da her tür (ve renk) LED'de farklı olan "V forward" voltaj değeri. Bu şu demek, akım bir LED üzerinden aktığında LED'in ayakları arasında oluşan voltaj farkı. LED'ler seri olarak bağlanır, kaç adet LED kullanacaksanız bu Vf değerini çarpmanız ve toplamda çıkan voltajı destekleyen bir sürücü almanız lazım. Bu alacağım LED'lerin Vf değeri 3-4 volt aralığında değişiyor (LED'in ısınmasına göre bu değer değişir. Bu yüzden LED PCB'leri ısıyı dağıtsın diye aluminyumdan yapılır). Benim düzenekte, eğer LED'lerin tamamını seri bağlarsam 96 Volt çıkıyor. Yuhh!!! 96V'luk sürücü bir dünya para... Ayrı ayrı minik sürücüler alsam da yine toplamda pahalıya geliyor. O zaman bir hesap daha yapıyoruz. LED'leri 12'şerlik iki gruba ayırırsam bu voltaj gereksinimi 48V'a düşüyor. Ve bu 12'lik grupları ayrı ayrı 350mA'lik iki sürücü ile beslemek yerine iki grubu paralel bağlayıp 700mA'lik tek bir sürücü de kullanabilirim!!! Bir taşla iki kuş yani.

Bu hesaplardan sonra alışveriş listem şöyle oldu;

1) 4 adet 6'lı PCB
2) 24 adet 1W LED (+ 6 yedek - toplamda adet yuvarlak olsun dedim)
3) 35 Watt 9-48V DC, 700mA lik sürücü - 1 Adet

Siparişi verdim. Sanırım ertesi gün kargom gelmişti. LED projesi ile ilgilenenler için sitenin adresi www.ledstok.com

Bu siparişim de kutusunda sırasının gelmesini bekliyordu. Şimdi masam boşalınca kutudan çıktılar...



PCB'ler ve LED sürücü böyle bir şey



Şimdi LED'lerin yerleşeceği noktalara çoook az silikon ısı iletici sürüyoruz.
Bu PC'lerde işlemci soğutucusunu monte etmeden önce kullandığımız ısı iletici macun. LED'ler normalde etrafa rahatsız edici ısı yaymazlar ancak bu power LED'lerin çekirdeği çok ısınır. Bu ısının ortamdan uzaklaştırılması gerekir ki bu ısı iletici macun da bu işi kolaylaştırır.



Sonra LED'lerimizi tek tek bu noktalara yerleştiriyoruz. Unutmayın LED'in anode ve katodu önemli. Yani rastgele yerleştirmiyoruz. PCB'de + yazan yerlere LED'in anod'u gelmeli. Anod bacakların kenarı biraz daha geniş oluyor, hafif bir çentik/delik oluyor.



Son olarak LED'lerin bacaklarını PCB'ye lehimliyoruz. Unutmayın, bu LED'lere 5 saniyeden fazla havya ile ısı verilmemesi tavsiye ediliyor.

Altılı 2 PCB'yi de birbirlerine birer parça kablo ile seri bağlayarak (bu iş için bağlantı uçları var. bir PCB'nin artısını diğerinin eksisine) 2'li gruplarımızı oluşturuyoruz. Sonra LED sürücünün DC çıkışını da her iki PCB grubunun besleme uçlarına bağlıyoruz.

Veee sonuç (sakın power LED'e melim melim bakmayın görme sorunu yaşayabilirsiniz!)

[yavuzg]

Nerde kalmıştık? Nerden dallandık bu LED konusuna?

Şimdi bu LED çubukları marquee alanındaki yerlerine monte edebilirim. Önce bu alan için zamanında aldığım ince aluminyum plakayı kesiyorum. Dremel gelince pabucu dama atılan metal makasımı alıyorum elime çünkü gecenin köründe Dremel çalıştıramam.



Sonra aluminyum plakayı marquee ışıklarını tutması için kesmiş olduğum sunta levhaya LED PCB'leri de en üste vidalıyorum.



Ve marquee montajı da tamam. Işıklar lütfen!!!



Bu marquee yne de içime sinmedi. orijinal neo geo kabinde bu şekil eski tarz bir aydınlatma hiçbir zaman kullanılmamış. Sadece oyun reklamlarını aydınlatan "LED paneller" kullanılmış. Biraz çiğ durdu gibi bu şekilde...





Yine de artık neredeyse sabah olduğundan bu şekilde konuyu o günlük kapatıp yatıyorum. Ama ertesi gün bir güzellik daha yapacağım daha konu kapanmadı!

[yavuzg]

Gece marquee'nin ışıklarını diğer kabinle kıyaslıyorum. Eski kabine bu tarz aydınlatma yakışıyor ancak neo geo'da içime sinmedi.



Ertesi gün gündüz gözüyle çektiğim bu fotoğrafta ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Bu marquee bu haliyle karagöz hacivat sahnesine benzedi. Sanırım renklerden. Canım neo geo kırmızısı oldu pembe!!!



Ama tüm kozlarımı kullanmadım daha Söküyorum marquee panelini koyuluyorum işe. Bu arada LED'ler bu şekilde gözüküyor. Gündüz bile telefonun kamerasının çekmekte zorlandığı bir ışık... Bence 24 adet LED kullanarak olayı biraz abartmışım sanırım

[yavuzg]

Aklıma basit ve ucuz bir fikir geliyor. Aynen orijinal kabindeki marquee gibi marquee panelinin oyun "mini marquee" resimleri dışındaki yerlerinin ışığı geçirmemesini sağlamak. Şimdi tabi okuduğum kadarıyla orijinal kabinde bunu ışık geçirmez bir vinil kaplama ile yapmışlar. Ben olayı o kadar ileri götürmeden bu alanları basitçe nasıl maskeleyebilirim diye düşünüyorum ve aklıma siyah fon kartonu kullanmak geliyor. Evet, yine elişine döktük işi...

Şimdi tek soru siyah fon kartonunu aynen marquee boyutunda kesip oyun resimleri olan kısımlarına da aynen bu resimlerin boyunda nasıl pencere açacağım? Çözüm için aklıma ölçü hiza mesafe yapmak yerine daha pratik olarak marquee tasarımında kullandığım resmin sadece dış çeperini çizdiğim katmanını bastırıp şablon olarak kullanmak geliyor.

Aynen kontrol paneli delerken kullandığım tekniği uyguluyorum. printerdan PDF olarak çıktığım tasarımı "poster" olarak gerçek ölçüsünde basıyorum.



Sonra bu A4'leri kesip bantla birleştiriyorum.



Daha sonra bu çizimi fon kartonuna köşelerden bantlayıp şablon olarak kullanıyorum ve pencereleri sivri uçlu maket bıçağımla çelik cetvelin de yardımıyla keserek çıkartıyorum. Yuvarlak hatlı köşeleri ise el ayarıyla kesiyorum...



Marquee baskısını yeni yaptığım maske ile test ediyorum. Tabii maske arkaya gelecek ama pencereleri doğru yerlere açıp açmadığımı ancak bu şekilde kontrol edebilirim. Bence fena olmamış. Ufak milimetrik hata payları var ancak bence önemli değil, arkadan ışık vurunca bence bu oyun resimleri parlayacak ve bu milimetrik farklar anlaşılmayacak.



Şimdi önce ilk kat plexy'yi sonra maskeyi sonra marquee tasarımını ve son kat plexy'yi üst üste koyuyorum.



Ve sonucu merak ederek heyecanlı bir şekilde marquee'yi yerine monte ediyorum.

[yavuzg]

Ve işte sonuç...



Bence "şimdi oldu"... Sizce?







Eveeet, kabin %99.99 tamamlandı. Sadece içindki kabloları kablo bağlarıyla derleyip toparlamam ve son montajlar sırasında olan ufak tefek boya çiziklerini rotüşlemem gerekiyor. Bir de üst havalandırma deliğinin de önüne havayı dışarı atacak diğer fan'ı monte etmem lazım.

Ancak yine de bu saydıklarım artık konu değil. Bu proje burada "resmi olarak" bitmiştir!!!

Kızım hemen çöktü aletin başına ve beni bekliyor.



Şimdi babasıyla beraber biraz Top Hunter, Metal Slug oynama zamanı. Uzun zamandır sabırla bekliyordu bu anı! İşin kötü yanı kızım ne bu kabini ne de diğerini ofise götürmemi istemiyor. İkisini de çok sevdi. Hatta eşim bile bu kabin daha havalı oldu dedi. Odayı iyiden iyiye atari salonuna çevirdik!!!

Vay be, nereden nereye. O duvara dayadığım suntalar ne hale geldi...

[Gökçe Bozkurt]

Muhteşem görüntü. Tebrikler kardeşim.

Eline sağlık, el maharetin için,
Eline sağlık, yeteneklerin için,
Eline sağlık, yazdıkların için,
Eline sağlık, deklanşöre basan parmakların için,
Eline sağlık, tüm bu güzellikleri bizle paylaşma sabrın için.

İnsanlar çok az yerde görebilecekleri bir tecrübeyi yaşadılar.

Güle güle oynayın, arada bir bize de oynatın

[LW3D]

Ellerine sağlık...Harika bir proje, harika sunum ve paylaşım...Tebrikler..tebrikler..

[ozkano]

yemek tarifi gibi oldu çok saol, çok iyi çalışma

[toddler]

Her iki projenizide heyecan ve zevkle takip ettim. Elinize, emeğinize sağlık. Bizi öyle alıştırdınız ki şimdi sırada ne var demek geliyor içimden.

[Selim7]

  Bu güzel projeyi özellikle samimiyetinizle harmanlayıp, bizi de ortak ederek an be an bu eşsiz seyir zevkini yaşattığınız için çok teşekkürler Yavuz abi. Söylenecek o kadar şey var ki, ne desem bilemiyorum.

  Her ayrıntıya sadık kalındı ve ne yapıldıysa tüm ayrıntıya kadar üşenilmeden paylaşıldı. Gerçekten bu işi yapmak bir yana, birde, fotoğraf çekerek, ayrıntılar için rehber niteliğinde yazılar yazarak tecrübelerle birlikte takipçilere anlatmak ve paylaşmak bir yana.. Bu güzel makineleri siz ve kızınız güle güle kullanın Yavuz abi.. : ) 
 
   

[imgqtr]

Muazzam bir emek. Saygılarımı sunarım hocam...